sonuncu.

boyun 1.85+ ise ilkini değilse 3.yü al. 2. ye kötü.

1

kruvaze modele yeşil yakışıyor bence ya. o yüzden 2 diyorum. ama boyunuz kısaysa hiçbiri.

sonuncu.

lata'nin dedigi gibi bunlar boyunu oldugundan kisa gosterecek seyler, o yuzden en kisa etekli olan sonuncu benim tercihim. ikincideki yesil zaten kotu bir renk, bir cok gomlek ve pantolonla abes durur.

Yeşil severim. 2.

1

1

Biraz gelinliğin modeline bağlı değil mi? Boyunda çok açıklık varsa (straples vs) inci kolye, v şeklinde gelen bir yakası varsa boğucu görünmemesi adına tek taş kolye diyorum.

Modele ve yakaya bağlı +1
Şöyle sayfalardan ilham alabilirsiniz:
news.thediamondstore.co.uk
mountzjewelers.com
www.davidsbridal.com
www.elle.com

Hayır. İstersen poliçeyi çıktı alırsın kaşeli isteniyorsa belge çıktı alıp bankaya gidip kaşeletebilirsin.

internetten indiriyorsun poliçeyi

100 liralık hede için kavranma git bi sigortacıdan elden al.

Bankanız da seyahat sigortası yapabilir, kaşeli poliçeyi alırsınız. Ama internetten alınan çıktı da yeterli olacaktır.

sen işini garantiye al. sigorta acentesinden ıslak imzalı çıktısını alabilirsin. hem türkçe hem ingilizce de alabilirsin. 5 dakika sürüyor işlem

2-3 gün mü? emin misin, farklı bir hesap üzerinden kendi profiline girip baktın mı? 24 saat içinde silinir.

Arkadaşım baktı, onda görünmüyor ama kendi anasayfamda duruyor. Bir ayarıyla falan da oynamadım :/

arşive bakıyor olabilir misin?

kendi sayfandayken ekranı bir kaç defa çekip güncellersen kaybolacaktır.

@1213 Anasayfadayım.
@scudman Teşekkürler, profilimdeki story gitti ama anasayfamda girince hala görünüyordu.

Eski usul log in-log out yapınca düzeldi ama var bir bug.

Bence bir de sen yük olma. Ailen sana başka bir gün başka bir şey için de yardımcı olabilir. Kardeşinin eğitimiyle ilgilensinler, ama bence ailenle aranı soğutma, bugün belki hissetmezsin ama bir an gelir deli gibi özler pişman olursun. Beni tanımıyorsun ama inan.

ben olsam kesinlikle kabul etmem.
şu yaştan sonra maddi bağ oluşturmaya hiç gerek yok. ödeyecek durumun da varmış.
ayrıca (seninkiler öyle yapmayabilir ama) maddi yardım hayatına müdahale hakkını da getirir.

boşver sık dişini öde. ileride ellerine koz geçmesin sana karşı kullanabilecekleri.

Bu sizin bir talebiniz değil gelen bir teklif.
Bunu kabul ederseniz tek sorun vicdan muhasebesiyse kabul edin çünkü vicdanlık bir sorun ben göremiyorum ama bunu ödedik sen de şu şu hakkından vaz geçeceksin gibi bir şey varsa ona göre düşünün.

bazı durumlarda gurur yapınca insanın başı göğe ermiyor aslında.

maddi durumlar nasıl, ona göre değişir cevap. misal sen 2500 maaş alıyosundur, aylık 500 tl senin için iyi bi rakam. ama ailenin -kardeşinin okul masrafı hariç kalan geliri 5000 ise onlara çok da koymaz.

eğer ki bu durumu ileride sana koz olarak kullanmayacaksa bırak ödesinler. anne baba neticede.

Ödesinler boşver.

gerçekten beni rahat ettirecek bir paraya denk geliyorsa kabul ederdim. neden etmeyeyim ki skfkdkdld ben ayda 330 lira veriyorum. 330 lira 330 liradır. ailenin yardım teklifinin altında bi şey aramak bana garip geliyor. ailen o senin. bu kadar da güvensiz olmak sağlıklı değil.

Ortada kardeş meselesi olmasa belki kabul ederdim ama sizinkiler bu durumda saf bir anne-babalık iç güdüsüyle hareket etmemişler gibi, kendi vicdanlarını rahatlatıyorlar sanırım.
Ödeyebiliyorken siz ödeyin, yarın öbürgün gerçekten ihtiyacınız olabilecek bir durum doğabilir, bugünün muhasebesini yapan adamın o gün de 'o zaman da borcunu ödemiştik' deme ihtimalli yüksek.

Kabul ederim eğer maddi açıdan onları zorlamayacaksa

Durumun varsa kabul etme. Zaten böyle düşündüğüne göre belli ki daha önceden çıkar beklentisi veya benzeri bir konuda sorun yaşanmış. Böyle bir şey de olmuşsa bence etmesen daha iyi olur. Zaten 10 bini de ödersin çalıştığın sürece.

ya ne alakasi var vicdanla, maddi bagimsizligi kaybetmeyle. kardesine bi konuda maddi kiyak gecilmis ve bu durum senin degil onlarin vicdanini rahatsiz eder, size bu teklifi yapmalari ondan. zamaninda size ayni imtiyaz taninmadiysa aile ici rahat etsin ister. benim kardesim de ozele gidiyo, yetiskin olmama ragmen ben master yapicam diyince annemler arka cikti. sirf o okul kazanamadi ve burssuz okuyo diye esas ugrasana yardimci olmamak vicdanlarini rahat ettirmedi cunku. ben senin yerinde olsam alirdim.

Tabiki kabul ederim neden vicdan yapayım. Esas onlar vicdanını rahatlatmak istiyorlar. Bırak rahatlatsınlar. Kardeşler arası eşit şekilde harcama yapsınlar. Gurur her zaman iyi değildir.

aileler imkanları var ise ödemekten mutlu oluyorlar genellikle. bence ödesinler. çocuklarımıza yardımcı olabiliyoruz diye düşünüyorlar. aileyi mutlu etmek önemli bence. bırakın ödesinler. siz de ödemek yerine o parayı bir kenara koyar, günün birinde onarla güzel bir jest yaparsınız, olmaz mı?

Uzun uzun yazardım ama bnm cevabim kabul etmemen yönünde

Bence ödeyebiliyorsanız ödemeye devam edin; böyle bir evlat eşitliği kredisi açıldıysa ileride başka bir şey için gerekli olabilir. Dünyanın binbir türlü hali var. Ayrıca ileride bir gün "onun borçlarını bile biz ödedik" derlerse rahatsız olacağınızı sezdim. Öğrenim kredisi ödemek sevimsiz bir şey ama devam diyorum.

Siz daha iyi bilirsiniz ailenizi. Ama belki bir bağ kurmaya çalışıyorlardır. Hiç mi umut yok?

daha tuhafını göstereyim: www.youtube.com
edit: psychedelic'çi tayfa seviyor, ondan tutuyor anladığım kadarıyla.

world music'çi lümpen tayfa dinliyor. suriyeli olduğu için pozitif ayrımcılık da yapıyor batılılar.

özellikle fransa merkezli arab acid akımı ünlü yaptı bu gibi insanları.

www.youtube.com görecerğin üzere değişik değişik takılıyorlar işte. bana sorarsan, ben de seviyorum ama arab acidi, güzel kafası var yani :)

adamın her şarkısının altında arap mı kürt mü kavgası yaşanıyor. paylaşılamayan adama bakıyorum, ortadoğuda olduğumuzu yüzümüze vuruyor gerçekler.

Acid arab iyidir ama ya her ne kadar Omar Suleymanı beğenmesem de. Bomontiadada Acid Arab dağıtmıştı insanları:)

Ben kendisinin varlığından Björk'ün Crystalline remix'iyle haberdar olmuştum. O ana kadar gördüğüm en tuhaf şeyin Opeth tayfasının İbrahim Tatlıses dinlemesi olduğunu düşünürdüm.

oluyor. bu düşünceyle başa çıkabiliyorum fakat gerçekten kara tahta bulunan ortamlarda bu düşünce her an gerçeğe dönüşebilir diye gerim gerim geriliyorum, hemen ortamı terk ediyorum.

Aynısı bende de var.

Ben bir de daracık tünelden geçmeyi hayal ettiğimde ya da televizyonda oralardan böyle göğsü sürünerek geçenleri gördüğümde nefessiz kalıyorum. Kapadokya'nın altındaki tüneller var ya onlar gibi.

hayır ama süngerin yeşil tarafıyla tırtıklı bıçak yıkama fikri aynı etkiyi yapıyor. ya da diş fırçalama sesi. bazen kendi dişlerimi fırçalamayı bile yarım bırakıyorum. başkasının yanımda diş fırçalamasına dayanamıyorum.

bu rahatsizlik hissine bi isim veriliyodu ya, hatirlayamadim simdi. bende bu yok ama tirnagin torpulenmesi sesi ve metal kasik ya da bicagin birbirine surtmesi sesinde var.

tebeşire tırnağını geçirmek diyor ve artırıyorum.

pide+1,

tırnak da törpüleyemiyorum, tam bir işkence. onu unutmuşum.

Başlığı 4. kelimesine kadar okuyunca bende o titreme oluştu bile.

Haha biz ortaokuldayken sınıfta çok ses yaptığımızda Alman müdür yardımcısı gelip aynı bunu yapardı "Leise" diye yardırırken. İçim fena oldu.

soruyu okurken bi titreme geldi.

Bende de oluyor. Bir bu, bir de eski balkon demirlerine/merdiven tırabzanlarına tırnak sürtmek, ıyh.

Delay Fuze kütüphanesi

Genelde o kütüphanenin kurulmasını maddi açıdan destekleyen kişinin adı verilir. Elbirliğiyle yapılmışsa "kitap kurdu", "büyük hayaller laboratuvarı", "bilgi ve araştırma merkezi" gibi isimler önerebilirim.

Kesinlikle İbn-i Sina koyardım ben olsam. Barış Manço, okulun bulunduğu şehirde yaşamış bir edebiyatçı...

orhan pamuk koyun, nobelli tek yazar
ya da öğrenciler arasında anket yapın, kendileri belirlesin.

Günyüzü" kütüphanesi. Biz göremedik öğrenciler görsün;)

Fatma Aliye Kütüphanesi koyardım ben.

15 temmuz milli irade, demokrasi ve şehitler kütüphanesi.

vali kaymakam falan çağırıp açın, makam mevki kaparsınız.

ciddi ciddi öneri istiyorsanız, feza gürsey kitaplığı. feza gürsey ülkemizden çıkan en büyük fizikçi.

Okuyan Us Kütüphanesi

(Google'a sorunca bu isimde bir yayınevi olduğunu gördüm. Yayınevinin reklamı gibi de olabilir gerçi)

Ben olsam "Uzay Kütüphanesi" koyardım.

Aziz Sancar Kütüphanesi

türkiye'de sanat anlamında büyük işler yapmış birilerinin ismini koyun yeter.

adnan saygun, melih cevdet, tahsin yücel, leyla gencer falan falan, hepsi olur.

Öncelikle elinize sağlık. Önemli bir şahsiyetin ismini koyma taraftarıyım. Eskiden bu işi hiç sevmezdim, ama artık söz konusu kişileri hatırlatmak ve tanıtmak adına bunun önemli olduğunu fark ettim. O kütüphaneye giren bir çocuk bile bu kimdir diye merak edip öğrense kârdır.

Leonardo Da Vinci

guzel isim bence.

o kadar emek verip isim koyma keyfini bence burada harcamayın. ama sorduğunuz için söyleyim. bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine dizesinden hareketle doğa kütüphanesi koyar altına da bu dizeyi yazdırırdım. neticede kitaplar o ağaçlardan kesilerek elde ediliyor. ince bir farkındalık da oluşur.

O dize de duvarlarımızda mevcut, yazdık :)

Feza Gürsey demeye gelmiştim ben de.

alt limit nedir ya. saçmalık.
üst limit konmalıydı sadece.
kadınla alakalı belirgin bir özellik bilmiyorsanız şık bir defter/ajanda,kupa vs düşünülebilir.
isterseniz buraya da göz atın
www.bikutumutluluk.com

Tek bir hediye almaktansa iki üç şeyi birleştirip hediye kutusu gibi bir şey yapabilirsiniz; bana bugün böyle bir hediye geldi, günüme neşe kattı resmen.

kalem veya şal al.

güzel bi mızıka, melodika ya da ukulele

Hanıma göre değişebilir... İstanbul'daysanız Mephisto'da çok hoş kırtasiye ürünleri/aksesuarlar oluyor; hele klavye önüne koymalık haftalık takvimlerini falan çok beğeniyorum. Yves Rocher'de kremli sabunlu güzel hediye kutuları olurdu ama 100 liradan fazla olabilir onlar. Aslında fraise'in dediği gibi bir kitapçı/kırtasiyeye gidip birkaç şey alabilirsiniz.

www.instagram.com 49 tl'ye kar tanesi ya da yıldızlı fotoğraflık düşünebilirsniz :)

Ben Dostoyevski'yi Ergin Altay'ın çevirileriyle sevdim. İlk Karamazov Kardeşler çevirisini okumuştum, sonra devamı geldi. Hatta lisedeydim, ondan sonra okuduğum kitapların çevirmenlerine dikkat etmeye başladım. Bu da böyle bir anımdır.

Poe'nun Bütün Öyküleri, Hasan Fehmi Nemli çevirisi.

derslere git gel yapıyorlar, tezde arada bir uğruyorlar, ya da doktora yaptıkları bölüme görevlendirme alıyorlar.

Bu soruların cevabı birlikte çalışacağınız hoca ve üniversiteye göre değişebiliyor. Kimi okul ve hocalar bunu hiç sorun etmez; hatta aksine destekler asistanımız farklı bir akademik ortamı görsün diye. Bazı üniversite yönetimleri ise neden bizde doktora yapmıyorsun, bizi beğenmiyor musun diyebiliyor. Sana haftada 1 gün derse gitmeye izin veriyorum deyip seçmek istediğiniz derslere engel olabilirler. Bir de şu son 50/d zorunluluğundan sonra ilgili kanun hükmünün "X'te lisansüstü eğitim yapan X'te araştırma görevlisi olabilir" şeklinde yorumlanmasını istedi YÖK sanırım ama ilgili yazışmaları görmüş değilim. Bu yorum da karşınıza farklı bir üniversitede çalışma konusunda engel olarak çıkabilir. Velhasıl arıza çıkarsa da bunu doktora yaptığınız üniversite değil, çalıştığınız üniversite çıkarır. Çalıştığınız üniversite vakıf üniversitesi ise biraz daha çok yıpranırsınız bir de. Haftada 30 gözetmenlik yapmaktan doktora derslerine gelemeyen doktora öğrencisi gördüm.

35. madde ile gorevlendirmenizi yapabilirler, yuksek lisans/doktora yaptiginiz yere gider, doktora bitene kadar orada calisirsiniz. Doktora bitince -eger 33/a kadrosuna gecirirlerse- kadronuzun bulundugu yere doner, diger universitede kaldiginiz sure kadar zorunlu hizmet yaparsiniz.

Diger bir secenek de, ozellikle yakin sehirler ise, haftanin belli gunleri izin verirler, gider gelirsiniz.

Dediginiz durumda calisan bircok kisi var. Ozellikle tasra universitelerinde bol miktarda yuksek lisans/doktora programi olmayan bolum var. Oradaki insanlar cogunlukla boyle calisiyor.

tabii ki evet. ama temelde hepsi aynı şeyleri istiyor, zamanla alışırsın.

yurtdışına çıkacak param olmadığı için pek bunalamıyorum.

eskiden, param olduğu zamanlarda tatlı oluyordu ama uğraşmak. pek öyle bunalmıyordum. o tatlı telaşı çok özledim.

ilk bir iki sefer zor geliyor ama deneyim kazandıkça hepsini bir günde toplayacak hale geliyorsun. avrupa'ya gidecek olma motivasyonu o çileyi azaltıyor. ayrıca ab olsam ben de bu kadar zorlaştırabilirdim it kopuk gelmesin diye. kısmen hak veriyorum.

alışınca yarım saatlik iş aslında ama evet evrak toplamasak daha iyi. pasaportun para etmezse böyle sürünürsün

Ülkenin konumu ile alakalı bir durum. Yurt dışındayken vizeye başvurunca çok daha az belge gerekiyor ama Türkiye'den başvurunca oldukça bunaltıcı olduğunu duydum.

Kötü hissettirme noktasına gelirsek, çoğu Avrupalı vize diye bir şey bilmiyor bile. Mesela Fransa'ya gidebilirken neden Londra'ya gidemediğini açıklamakla boğuşabiliyorsun :) Adamlar Schengen vizesi, hangi ülkeler Schengen bölgesinde vb konulardan bihaber. Ya da başka ülkeye gitmek için vize almam gerek dediğinde hakkında arama kararı mı var, neden vize almadan ülke değiştiremiyorsun gibi şeyler sorabiliyorlar.

Amaclari bunaltmak oldugu icin normal geliyor.

Bu isi tutup ozel sirkete verirsen, sonra o sirketi ne yabanci ulke ne de senin devletin denetlerse sonucu bu olur. Istedikleri belgelerin cogunu konsolosluk istemiyor bunlari isguzarligi. Onlari vermeden basvurmak istiyorum dersen basvurunu almiyorlar.
Issizim lan ben dersen seve seve o belgeler olmadan aliyorlar.
E hani olmuyordu diyorsun.

Adamlar senin vatandasinin biyometrik ozelliklerini zorla alip arsivliyor, senin koskoca bilgi guvenligi kanunun var ama bunlara ses cikaramiyorsun.
Rezalet.

Devlette olmayan bilgiler bunlarin elinde var.

bunaltmıyor sinir ediyor. devlet devlet olsa önlemini alır ama biraz turizm lobisi biraz bizim hariciyenin basiretsizliği işleri bağlıyor.

devlet memuruyum ingilterenin istediği belgeleri topladım koca bir klasör. bana devlet güvenmiş işe almış banka güvenmiş kredi vermiş ama avrupa güvenmiyor işte.

Turist vizesi yine daha kolay, 90 günü aşınca insanı ağlatacak bir süreç oluyor. 1,5 ay bir vize için tek sayfalık bir evrakı beklemekle geçirdim, eeeh deyip gitmekten vazgeçecek kadar bunaldım.

Para alıyorlar la bide bir ton. O kadar belge hazırlayıp üstüne para veriyorsun. Bunlara beni ülkenize alın :( diye yalvaracağıma ömrümün sonuna kadar evde oturur, kültürsüz cahil olarak ölürüm daha iyi. 2 sene önce arkadaşım Londra'da okuyordu çağırıyordu sürekli gel kanka diye, iyi bakim dedim ne istiyorlar diye yok ticari sicil belgesi, yok ticari gazete kaydı, imza sirküleri fotokopisi, yok şu kadar para falan vazgeçtim gitmedim.

En güzeli İsrail vizesi ne uğraştırıyorlar, ne para istiyorlar çat diye veriyorlar.

Dahil normalde ama ben hala yiyorum. Sadece karamel yemiyorum. O listeye harfiyen uymak imkansız

temizliğine dikkat edersen istediğin her şeyi yiyebilirsin. tecrübeyle sabit.

temizliğine dikkat edersen her şeyi yiyebilirsin +1

ben saatlerce diş ipiyle aynanın karşısında zaman geçiriyordum yediğim zaman ama yeniyor yani.

Bende 7 aydır var, sert şeyleri ısırmamak dışında listeye pek uyamadım. Ara yüz fırçaları dostunuz; her aylık kontrolümde doktorum gidişatı beğeniyor. Nutellasız kahvaltım yok, arada çılgınlık yapıp lokum bile yedim.

Sert şeyler dışında ben de pek uymamıştım dediklerine. Sert olanları zaten istesen de ısıramıyorsun. Temizliğine dikkat et, sorun olmaz bence.

Arayüze çok önem göster, yapıştır gitsin.

Ağız duşu çok iyi bir şey, kullan derim.

Ben 5 yıldır David Jones çantalarını kullanıyorum, çok memnumun. Defter-kitap işleri için ideal çantalar da üretiyor. Boyner'lerde ve bazı çantacılarda satılıyor; ama internet mağazasında çok daha fazla çeşit bulabilirsiniz ve daha ucuza gelebilir. Mahalle arası çantacısında plastikten hallice çantalara istedikleri paraları gördükten sonra fiyatları da bana makul gelmeye başladı.

Bkz: Jenerik domain

Araba.com
Dolap.com

Ilk aklima gelenler

kontrol etmedim ama benim de eskiden takıldığım siteler vardı

itiraf.com
kahkaha.com

çok teşekkürler, hepsi işime yarayacak.
Peki daha ürün olan isimler var mıdır?
meyve, atıştırmalık, züccaciye vs.

Bence getir.com. Araçlarını gördükçe gülesim geliyor.

Esas kriter beyin açmak olduğu için birbirinden çok alakasız türlerde önerilerde bulunacağım. Daha önceden izlediğiniz animeler varsa affola, neleri izlediğinizi bilmiyorum:

- Psycho Pass. Aksiyon da var sonu ile beyin açıcılık unsuru da var.
- Kino no Tabi (eski versiyonu bence daha güzel): İnsan doğasını sorgulatıyor.
- Mushishi: Bu da varoluşu ve insan doğasını sorgulatıyor.
- Ergo Proxy: Felsefi.
- Ginga Eiyuu Densetsu: Demokrasi mi tek adam rejimi mi?
- Devilman (Crybaby): Mangadaki ana hikayeyi anlatan uyarlama bu olduğu için öneresim geldi. Orijinal mangadaki savaş karşıtlığı mesajını yabancı düşmanlığı karşıtlığına çevirmeleri; şeytanlık/insanlık kavramlarını falan tartıştırması bence tamamdır.
- Kaiji: Adam kumar oynuyor demeyin, hayatı sorgulatıyor.
- Haibane Renmei: Neleri sorgulattığını söylemeyeyim, spoiler olur.
- Juuni Kokuki: Sadece güzel bir tarihi/fantastik anime gibi görünse de insan tabiatı ile ilgili işlenen konularını sevmiştim. İnsana "vay anasını" dedirtmese de sağlam buluyorum.
- Kaiba. Bu tipler ne demeyin; 10/10.
- Mahou Shoujo Madoka Magica: Kader değişebilir mi?
- Mawaru Penguindrum: Kader değişebilir mi? Vol. 2. Aile nedir?
- Monster. Bu kadar ağır ve sıkıcı ilerleyen bir hikaye olmasına rağmen insan bırakamıyor ve Johan da ne karakterdi diye kalıyorsunuz.
- Evangelion yazarak klişeleşeyim.
- Shoujo Kakumei Utena: Ergenlikten toplumsal cinsiyete uzanan sorgulama sarmalı. Bence Evangelion'dan daha iyi.
- NHK ni Youkoso: Depresif.
- Ookami Kodomo no Ameto Yuki: Anne olmak nediri sorgulatıyor.
- Ping Pong the Animation: Spor animesi, derinliği olmaz demeyin. Bana insanın hayatta itici gücünün neler olduğunu sorgulatmıştı ve evet, Yuasa'yı çok seviyorum.
- Shinsekai Yori: İzlediğim en iyi alternatif dünya kuran animelerden. Bundan spoiler vereceğim: "Biz insanız!"
- Steins;Gate: Pek bir şey sorgulatmasa da özellikle sonlarına doğru vay vay ne yazmışlar ama dedirtiyor.
- Texhnolyze: "İnsanlık için hiç umut yok"
- Toki wo Kakeru Shoujo: Olanları değiştirmekle ilgili çok güzel, çok derli toplu bir film.
- Yojouhan Shinwa Taikei: Yuasa'yı sevdiğimi söylemiş miydim? Yapılmış en özgün anime serilerinden birisi ve "üniversite: hayaller ve gerçekler" başlığını hak ediyor.
- Aoi Bungaku: Edebiyat klasiklerini uyarladığı için zaten garantili bir tercih. Klasik olan iyi kitaplar hep bir şeyi sorgulatır.

Randevuyu alacaginiz zaman soyluyorlar hangi belgeler lazim. Ama gidis donsu bileti ve hocalarin yazisinin yanisira, orada kalacaginiz yer ve oradaki kurumun da yazisi lazim.
Saglik sigortasi, yeterli kadar para gostermeniz -yani ogrenci oldugunuz icin sponsorluk belgesi- ogrenci belgesi vs de lazim.

Durumunuza hangi tip vizenin uyduğunu konsolosluk veya başvuru merkezinden öğrenip öyle belgelerinizi hazırlayın. Hiç beklenmedik şeyler istenebiliyor.

yazıyor musun okuyor musun :D yazıyorsan mümkün değil.

okumak gerçekleşir bence.

Saatte maks 20 sayfa oluyor benim

önemli yerleri okuyarak beeelki.... ben 1 haftada 1000 zor yaptım. hepsini de okumadım ama.

Özeti vardır onun. Slayt mı kitap mı?

Eğer saatte ortalama 45 sf. okuyabilirsin günlük 10 saatlik okuma ile içinden geçilir. Sonlara yaklaşıldıkça gaza gelinir ağzına sıçılır.

Bitmez

çıkarsın. rahat. sonuçta hepsini detaylı okumak zorunda değilsin. hallolur.

Şimdi mesele hukuksa saatte 10 sayfa okuyunca şükrettiren kitaplar oluyor. Dipnotları ve dipnotlardaki kararları atlarsanız... Yok yine zor göründü. Derste ne işlenmiş öğrenmiş ona göre kitapları okuyun; roman okur gibi dümdüz kitapları okumak zaten bir işe yaramayacaktır.

halledemedim bu arada :(

sağda gördüm, “denenmişi var, olmuyor” demeye gelmiştim.

canın sağ olsun.

canın sağolsun, senin suçun değil. 10800 sayfa 2 ay için bile çokmuş ya.

mesleği ne?
hobileri ne?
yaş aralığı ne?

böyle bilgiler vermediğin sürece cevap vermek zor olur.

çeyrek altın tak.

Klişe hediyelerden gidiyorsanız çanta alın? Hediye verilecek kişinin sevdiği bir şey falan varsa orada yürüyün. Ya da alın bir hafta sonu tatile götürün sürpriz olarak ne bileyim.

bu site gibi yerlerden kişiye özel takvim yapın. Kolayca yapılabiliyor.
www.netbaski.com

hangi anime :)

Ne arayıp da bulamıyorsunuz acaba? Public alternatif önerebilirim.

Aslında şu anda bulamadığım özel bir anime yok, sorunum genel bir sorun :) Bu akşam bir Speed Grapher indireyim deyince yine kendini hissettirdi sadece. Nyaa'yı severiz sayarız da subber'lar öldükçe eski release'ler de buhar olup uçmadı mı biraz? :(

biraz öyle malesef . private trackerlar var. public az kaldı

ikinci dediğin uygundur türkiyeden binerken 1 litre fransaya indiğinde 1 litre alabilirsin.yada orada hakkını kullanmayacak birisinden rica edip onun hakkının ücretini de öder 2 litre alabilirsin ama o iş risk.

Duty free satis limitiyle ulke sinirlarindan sokabilecegin miktar farkli.
Buranin dutyfree'sinden legal olarak 3 litre yuksek alkollu icki alabilirsin ama fransaya sokamazsin. Onlarin siniri 1 litre.

Kontrol etmezlerse 10 litre de sokarsin. Risk sana ait.

Bu arada bizim ulkenin de giris limiti 1 litre, geri donerken 1 litre sokabilirsin.

Ab icinde geziyorsan sinir yok.

Valizde, elinizde, sırt çantanızda farketmez, ülkeye alkollü içki sokma limitiniz 1 litre. Yani 1 litre duty free'den, 1 litre valizde, 1 litre sırt çantasında vb değil, toplam 1 litre limit.

Ama çevirme olmazsa, gümrükten çevrilmeden geçerseniz 10 litre bile sokabilirsiniz tabi.

Bence al. Kaç para zaten ya. Kontrol etmezler. Geçersin

Dutyfree sadece kendi satis limitine bakar, sen alkol girisi yasak bir ulkeye de seyahat ediyor olabilirsin.
Onlarin umrunda olmaz nereye gittigine bakmaz satar, sonra kapida ickilere el koyarlar.

Yarim bilgilerle cevap vermeyelim.

Cevaplar için çok teşekkür ederim. Birini dışarıdan birini duty free'den alma formülünü uygulayayım ve bagajımı kontrol etmesinler diye dua edeyim. Ya da ikinci kişiye alternatif hediye düşüneyim :)

kindledan okuyorum. internette kaynak derya deniz..

Ben de kindle okuyorum. İngilizce olunca çok daha kolay çok daha kaliteli bulunuyor kitaplar. Arayıp da bulamadığım olmadı şimdiye kadar.

internetten indiriyorum. İngilizce içerik gerçekten çok zengin ve 1 milyar insanlık bir dünyaya açıyor seni.

Kindle'dan okuyorum, amazon.co.uk'den satın alıyorum.

Ben bookdepository'den alıyorum. İnternet sitelerinden kontrol edip stoklarında varsa doğrudan Pandora Kitabevi'ne gidip aldığım da oluyor.

edit: @sttc bookdepository siparişlerimde hiç ekstra posta ücreti ödemedim, Türkiye'ye kargo bedava.

bookdepository.com
tüm dünyaya ücretsiz kargoluyor. ama türkiyeye hiç sipariş vermedim, ptt ekstra bişey ister mi bilmiyorum.

ayarlarsan cidden kolay
mülakatta 0 verebiliyorlar istemedikleri kişiye...
sorun şu: 10 kişiye umut veriyorlar 10'u da ben girecem sanıyor halbuki rektörün gelini filan giriyor. o gelinin de tek vasfı gelin olması oluyor yani o girdikten sonra (akademik başarı olsun, notlar olsun, dil olsun vs.) diğerlerinin de hayli hayli girmesi gerek aslında. o yüzden kızamıyorum çocuklara.

Sadece hoca ayarlamakla araştırma görevlisi olamazsın puanlarda çok iyi olmasa da ortalamanın üzerinde olmalı.

Ama öğretim görevlisi olmada dil şartı falan da kalktı sanırım. Öğretim görevliliğinden yürürse o ayri

4. Lisansi okumaktansa akademisyen olmak daha mantikli geliyor bana. Gencler hakli olabilir moruk.
Cevremde akademisyen olmak isteyen herkes bir sekilde oldu cunku. Kimisi cidden iyiydi, kimisi de nah dedigin torpillerin hepsini yapti.

Beni rektorun oglu(kendisi yard doc) hoca yapmaya calismisti. Bi kere onemli biri begensin yetiyor iste.

okumakla olmuyor , üflemek lazım.

nefesin kuvvetliyse hoşafla bile tübitaktan ödül alabilyorsun bu ülkede.

gençler saf. saf olmaları da normal, hepsi her şeyi çok iyi bildiğini sansa da hayatı bilmiyorlar. bu şekilde öğrenecekler. bana hayatımdaki en büyük kazığı ortak iş yaptığımız hocam atmıştı. şahane-ül mükemmel bir hayat deneyimi olmuştu bana. keşke herkeş yolun başında aynı kazığı yiyebilse, "seni akademisyen yapacam" deyip yükseğe başlatılsa, amele gibi kullanılıp, "valla x'ciğim yök kadro açmadı, elimizden bir şey gelmez" dense, gece hıçkıra hıçkıra ağlasa hepsi "bir daha asla ama asla ama asla" deseler.

"puanlarda çok iyi olmasa da ortalamanın üzerinde olmalı"

hehehe tabi tabi :)
mesela x anabilim dalına normalde y bölümü mezunu alınması gerekirken sittin senedir öyle iken çaaat diye rektörlük alakasız uzmanlık açmaz, z bölümü mezunu olup w ölümünde y. lisansa kayıtlı olmak şartı gelmez (ay ne hikmetse rektörün gelini de tam bu bölümlerde kayıtlı, kaydını da dekan olan eniştesi yapmamış mı, bak sen Allah'ın işine) hep puan işte bunlar....

puanları çok yüksek olanlar zaten puanına güveniyor da o ancak yüksek lisansa girerken işe yarar, o da hocalar etik davranıyor ise (onun da olabildiği ya belli başlı okullar ya da ahbap çavuş ilişkisi olmayan bölümler--ki oralardan hakkıyla mezun olan adam zaten özelde de iş buluyor bazı bölümler hariç) ama o bile bitti şimdi, herkes 50d'li, kadro diye bir şey yok ki. bakalım%20yi nasıl uygulayacaklar...

gençler sanırım şuna güveniyor: dağa taşa okul açılınca epey bir alım oldu...sonra öyp (ne kadar eleştirilse de torpil gerektirmiyordu puan geçiyordu) geldi, taşrada iyi ortalama ile mezun olanlar zibil gibi atandı, dil puanı bile olmadan atandılar, misal hemşirelik mezunu olanlar filan 1 sene dil kursuna gönderdi devlet onları. Ahmet Davutoğlu da (memlekete yaptığı tek hayırlı şey olarak) çok güzel zam yaptı maaşlarına...Misal sütçü imam kimya mezunu, özelde 24 saat vardiya düzeni 2500ü göremezken taşrada 9-4 okulda "durup" bak durup diyorum yoksa bir şey yaptıkları yok, zaten laboratuvar yok..4500 lira alıyorlar destekleme mestekleme...ona heves etti insanlar.
şimdi de 100/2000 diye bir şey çıktı. ÖYP filan kadar bol keseden olmasa da özel battıkça akademi iyi görünüyor gözlerine. illa bir düzen bir şey çıkar diyorlar herhalde.

Ilk defa Binder'e katiliyorum.

Ama her konuda boyleler.

siz kimlerle konuştunuz bilmiyorum ama benim çevremde hiç böyle düşünen biri neredeyse hiç yok. çoğumuz, doktora öğrencileri olarak, bizi nelerin beklediğinin farkındayız. ancak vazgeçemiyoruz. neden?

1- öğrenmek ve üretebilmek çok büyük bir haz veriyor. kendi planladığın ve yürüttüğün bir araştırmayı kendi adınla gidip bi yerde sunmak gerçekten çok keyifli bir şey. hani bazen "nasıl akıl etmişler" diye sorguladığımız şeyler var ya, o soru senin için soruluyor. muazzam değil mi?
2- master doktora yapmaktan daha iyi bir seçeneğimiz yok. boş oturmaktansa bi şeyler yapıyoruz. bunun tek yolu bu değil elbet ama biz bu yolu seçtik.
3- bu en önemlisi, bırakmanın fırsat maliyeti çok yüksek. bu uğurda öyle şeylerden vazgeçmiş, öyle çileler çekmiş oluyorsun ki manevi de olsa bir karşılığı olmalı bu yaptıklarının. o nedenle önce yüksek lisans diploması, sonra doktora yeterlilik, en son da doktora tez savunması aşılması gereken eşikler olarak duruyor. "bunu halledelim, sonra bakarız" dediğimiz her adım bizi daha da çıkmaza sokuyor. onca şey yaptıktan sonra da iyisini "ummaktan" başka bi şey gelmiyor insanın elinden.

herkes bir şekilde torpiline güveniyor işte. torpili olmayan anca puanım iyi diye geziyor.
ama bilmiyor ki en torpillisi girecek...hatta hiç hesapta yokken, hocalar bile tanımıyorken bilmiyorken, milletvekilinin yiğeni filan (daha o sene mezun olmuş, hatta y.dışından denklik filan almış, bak seeeen) çaaat diye ben girecem üleeen diyor. e tabi o giriyor.

Ben de gençlerde bu heyecanı görüyorum. Benim gördüğüm bütün 1. sınıf öğrencileri akademisyen olmak istiyor; 4. sınıfa gelince bu oran azalıyor. Gençken dediğiniz gibi bir saflık oluyor, amanın hocalar ne güzel de ders anlatıyor, ne kadar entelektüel bir ortamın içindeler diye düşünüp etkileniyorlar. Hocanın tek yaptığının haftada 2-3 saat derse girip gerisinde kendi kafasına göre takılmak olduğunu sanıyorlar; bu hayat da onlara cazip geliyor. Ama vakit ilerledikçe hocalarının o kadar da mutlu olmadığını görüp özel sektörde kazanacakları paranın farkına varınca bu hayalden vazgeçiyorlar. Gerçekten idealist olan birkaç kişi mezun olduğunda akademide kalmak istiyor. Çünkü birçok alanda akademiyi bırakıp özel sektörde çalışmaya dönmek de pek olası değil, büyük bir fedakarlık aslında bu.

Bir de aşırı vasıfsız tiplerin akademisyen olmaya heves ettiğini gördüm. Onlar tam iki hocaya kendimi sevdirsem mezun olur olmaz işim hazır kafasında. Bu hazıra konmayı planlayanlarda saflık falan yok; herhangi bir işte tutunamayacaklarını biliyorlar. Ama bilmedikleri bir şey var ki sadece hocanın sizi sevmesi yetmiyor, YÖK'ten kadro açılması vs. bir sürü şey de lazım. İşte kazara bu tipler üniversiteye girince de memur zihniyetli Türk tipi akademisyen oluyor.

Gencken saflik oluyor o dogru. Ama hocalarda kendi xikarlari icin ogrencileri yonlendiriyo.
Ben kac tane hoca biliyorum, yazilim islerini yaptirmak icin muhendislikteki ogrencileri gazlayan. Ogrenciler de gercegin farkinda olmadiklari icin, hocanin yaninda gezmek guzel geliyor.

gençler haklı.
akademisyenlik, anadolu'da bir üniversitede de yapıyorsan, evet kelek bir iş.
şöyle bir misal vereyim;
yakın çevremde tanıdığım akademisyenlerin hemen, hemen hepsi gerizekalı, cahil ve tembeller.
böylesi kırıcı ve keskin ifadeler kullanmak istemezdim; lakin meseleyi başka şekilde anlatmam mümkün değil.
tanıdığım akademisyenleri tanısaydınız, eminim hak verirdiniz.
alanıyla ilgili derli, toplu ve cümle düşüklüğü olmadan; imla hatası yapmadan bir sayfa(evet, bir sayfa) yazı yazamayan doçentler tanıyorum...
adam, derse bile yerine öğrenci gönderiyor icabında ve aylık minimum 5k civarı maaş alıyor.
derse girdiğinde de, işte elinde ki notlardan 1 saat felan mıy, mıy okuyor ve mesaisini bitiriyor.
öyle, öğrenciyle felan da uğraşmıyor; odası felan öğrenciye kapalı paso.
velhasıl, güzel iş!

1. çocuklar hevesli
2. hocalar çocukların bu heveslerini kamçılamak/ sömürmek için sizi asistan alacağız diyorlar.
3. şahsi veya akademik işleri/ egoları için bu çocukları kullanıyorlar.
4. sonra kendi siyasi/ ideolojik görüşlerinden en yüksek torpilli ama en geri zekalısını alıyorlar. (genellikle bu kişi o çocuklardan biri olmuyor.)

eski bir öyp'li olarak arz ederim.

Akademisyen olmak kolay ama o isi hakkiyla yapmak zor. Kaldi ki Turkiye'de bu pek sorun degil maalesef. Kapagi attin mi tamam.

ilgi duyduğun konu olacak alanını seveceksin. Düşük motivasyonla lisansüstü eğitim olmaz. Yarıda bırakırsın

İşsizlikten sıkılmaydı benimki ama akademik işleri de seviyorum zaten. Olursa profesörlüğe kadar gidebilirim.

Lisansüstü alan tipleri lisanstayken her şeyi biliyorlar zannediyordum, öyle bir şey yokmuş. istiyorlar ve yapmak için çabalıyorlar. Denemeniz lazım. Hiçbir şey kolayca gerçekleşmiyor hep çaba lazım.

benim yüksek lisans'tan beklentim etiketti. hocalar sorduğunda da aynı cevabı veriyordum. sonuç olarak etiketimi yaptım. (iyi bir devlet üniversitesinde) bu ülkede akademik eğitim var diyen kıçını kaşısın. ben öyle bir şey görmedim. (odtü, boğaziçi ve bir kaç muadilini tenzih ediyorum.)

Kiz arkadasimi kiskanmistim.

askerlik-işsizlik

Çalıştığım alandan zevk alıyorum. O zevki alınca yapılan çalışmalar ders çalışmak gibi değil de roman okumak gibi geliyor insana. Ama istediğim gibi çalışamamak bende de motivasyon düşüklüğü yapıyor; onunla baş etmek zor. Hayattaki tüm sorumluluklardan kurtulup sadece akademik çalışmalara odaklanmadıkça bu hissi yenebileceğimi sanmıyorum.

+1 takip, ben de aynı durumdayım alesden 92 alan arkadaşıma sözlüden 15 puan vererek istediği yüksek lisans bölümüne almadılar (istediği yer de samsun inşaat mühendisliği) şimdi biz bu puanlarla araştırma görevliliğine başvursak torpil yok diye kapıdan bile almazlar bizi bence.

sen yine de başvur. alacakları tutar girersin. sanki ne kaybedeceksin.

insanlar salak olabilir, ee mühendisliği için puanların yüksek değil ki? yani gördüğüm birçok ilanda, 10 kişi mülakata çağrılmışsa sonuncunun ales puanı 80 civarında oluyor. kpss'de keza öyle. yani önemli olan rakip. Kaldı ki atansan bile 50d ile atanacan o ayrı bir amelelik.

bir de çalışmadan yüksek askerliği uzatma dışında aptalca bir şey. ki senin öyle bir derdin yok. en başta bir işe girer çalışırsın, sonra orada alanınla ilgili bir uzmanlık isteyen konu olur, gider o alanda yüksek yaparsın.

Hülasa, askerliğini yapmış bir ee mühendisi olarak rahat iş bulursun, sonrası gelir zaten.

Ales puanı yüksek lisans dışında ne için kullanılıyor?

Lise öğrencilerine "ooo yüksek puan yapmışsın tıp yaz/hukuk yaz" denmesi gibi bir şey insanların yaptığı. Boşverin ve istediğiniz işte çalışın. Zorla akademisyen mi yapacaklar insanı?

seninle meslektaş değiller ya da direkt salaklar. şu anki ekonomik şartlarda bile ee olarak önünde pek çok fırsat var. akademik kariyer, özellikle de bu yönde bir idealin yoksa kendini - potansiyelini kısıtlamak olacak. aynı şeyi söylemeye devam edenleri, araştırma görevlisi olunca istediğin miktarda para kazanamayacağını söyleyerek dehle.

Ben bi noktayi anlamadim acikcasi. Okula kabul edilme sadece ALES ve YDS den ibaret degil. Illa torpil de donmuyor. Hangi okula basvuracaksiniz bu da onemli. Mulakat puaniniz onemli. Lisansda hic staj yapmadiniz mi en azindan ya da danisman hocanizla yaptiginiz bir proje yok muydu? Bence bu puanlarla y.l. imkansiz degil ama diger kriterler de onemli. Amaciniz akademik calismaksa denemekten bir sey kaybedeceginizi dusunmuyorum. Kaldi ki rahat is bulursun diyen arkadaslara da oldukca sasirdim ulkenin ekonomik durumundan haberleri yokmus gibi..

hediyenin gerekliliği olmaz ki içinden geliyorsa al. yakın arkadaşıma ben alırdım sanıyorum.

Çikolata olabilir gelen geçene tutar hem

dekoratif şeyler alınabilir.

Viski alınır mı sizce örneğin?

içiyorsa alınır bence.

Kaliteli bir dolma kalem falan alınabilir. İçiyorsa viski de alınabilir. Bana viski alınsa ben mutlu olurdum :)

10 top a4

ciddiyim.

Genel vekaletname çıkar noterden. Muhtemelen ilk vekaletleri falan olur çerçeveye koy esprili bi hediye olur herkes eğlenir

N'olur themis'li, avukat hanım/bey temalı bir şey almayın.
Viski de olur tabii ekip içiyorsa. Belki birisi çikolata almıştır bile, viskinin yanına katık eder içersiniz :)

Rossmann kesinlikle

Geçen sene övdüler diye rossman aldım, 2 ay dayanmadı. Ucuz evet ama sezonluk şemsiye.

Ben fare kullandım, çok memnundum ama kaliteli şemsiyelerin kaderini paylaştı; unuttum bir yerde.
Küçükleri var, ben montumun cebine koyuyordum mesela. Otomatiği de iyi, malzeme kalitesi de.

fare adlı markayı övüyorlar.

tchibo'dakiler baya kaliteli

Samsonite demeye geldim..

Birini 2002'de, diğerini 2006'da aldığım iki Celal Birsen şemsiyeyi hala kullanıyorum. 2006'da aldığım baston şemsiyenin ucunu kaldırım taşında kırdım ve insan gibi kurutmadığım için üstünde pas lekeleri oluştu ama canavar gibi. Tabii hala Celal Birsen var mı, varsa kalitesi aynı mıdır bilemiyorum.

edit: Batmış ya Celal Birsen... Hüzünlendim durduk yere...

samsonite falan almayın yahu, dünyanın parası.

şu mantığı anlamıyorum. "ötekiler dandik, bu pahalı ama kaliteli, ucuz mal alacak adar zengin değilim vsvs"

rossmann'da şemsiye 25 lira, samsonite 250 lira. sezonluk ve dandik olsun, aynı paraya 10 tane şemsiye alır, çatır çatır kullanırsın. bozuldukça at yenisini kullan. 10 sene idare eder. eminim ki 250 lira verilmiş samsonite şemsiye o kadar götürmez.

ha etiket diyorsanız o sizin bileceğiniz iş.

rossmann diyorum. al kullan, bozulunca at çöpe yenisini al. daha ekonomik ve uzun ömürlü olur.

Mango’ya da bakabilirsiniz.

Fare demeye geldim

ben 10 yıl önce tbox almıştım hala sağlam ama sürekli de kullanmadım şemsiye kullanmayı pek sevmem.

beşiktaş'ta şemsiye satan bir dükkan var. (2 yıldır uğramadım ama duruyordur herhalde)
Çok çeşit, renk, kalite ve fiyatta.

Şemsiyeni ciddiye alıyorsan uğra derim,
foursquare.com

A

Amma

Kesin B'dir

b

Bununla ilgili Tük Dil Kurumu çıkışlı olarak tüm kurumlara gönderilen Nisan 2017 tarihli yazıya istinaden "kurumlara eklenen eklerin tırnak işaretiyle ayrılmayacağı" bildirilmiştir.

A

Tutarsız bir kural ama A işte. Konu üniversite olunca içiniz rahat olsun ama. Ona kesin gelmiyor.

Biz B diye öğrendik geçmişte. Kural değiştiyse bilemem.

1-2 sene evvel kamuoyu, sittin senedir uygulanan bu kuralı keşfetti ve yeni bir kuralmışçasına tartışmaya başladı. TDK da tartışmacılara şöyle bir yaylım ateşi ile karşılık verdi:

www.tdk.gov.tr

Doğrusu A. Ancak 90'lar boyunca bana B diye öğretildiğini de belirtmeden geçmek istemiyorum.

1) Bağlı olduğunuz enstitünün yönetmeliğine baktınız mı? Her üniversitenin kayıt dondurma ile ilgili farklı şartları olabilir.Benim okulumda tezli yüksek lisansta en fazla 2 dönem dondurulabiliyordu ve kayıt dondurmanıza izin verilen belli haller sayılmıştı, sırf istediğiniz için donduramıyordunuz.

2) Kaydınızı dondurduğunuz süre boyunca, programı bitirmeniz için öngörülen süre işlemez. Yani eğitime devam etmediğiniz o süre boşa gitmemiş olur.

Ayrıca kaydı sadece,

1) sağlık sorunu (heyet raporü isteniyor)
2) askerlik
3) maddi imkansızlıklar (fakirlik belgesi isteniyor)

Bu şartlarda dondurabiliyorsunuz.

normal alışır 1 haftaya

En arka alt dişimde kaplama var. Diş etlerinde hafif bir şişkinlik olduğu için başta o baskı bende de birkaç gün sürmüştü, sonra geçti. Ama içine bir şey kaçması hissini hiç yaşamadım.

erkekseniz: sarı bir yağmurluk ile IT'deki Georgie olabilirsiniz.

kadınsanız: Conjuringdeki Valak. sadece makyaja bakar.

benim evdeki mazemelerle batman oluyor. sen de yap.

yuvarlak balıkçı şapkası veya normal şapka, bol hoodie, beyaz atlet, güneş gözlüğü, takıcılardan alınma altın görünümlü kalın zincir. rapçi mod on. yüzüne de saçma yazılar yaz işte lise sırası gibi, ingilizce olsun.

siyah semsiye ile yarasa kanadi

takım elbise giyip barney stinson olabilirsiniz. çabasız ve düz :)
erkeksiniz diye tahmin ettim ben gerçi.

olmadı siyah giyinip biraz makyajla kurtadam veya vampir olabilirsiniz. hiç olmadı yuvarlak lennon gözlüğü bi battaniye harry potter ve görünmezlik pelerini olabilirsiniz.

Yetişkin mi?
Kadın / Erkek?
Çocuk mu?

@SiyamkedisiZorro Erkek & Kadın yetişkin.

Bence bu çok yaratıcı & basit

diyjoy.com

Waffen SS üniforması giy.

Birkaç rulo tuvalet kağıdı ile mumya.

Diğerlerini ben de bilmiyorum ama bir tane Maybelline Superstay Matte Ink serisi rujum var, sürüyorsun, yiyorsun, içiyorsun, dişini fırçalayıp yatıyorsun, sabaha dizi oyuncusu gibi rujunla uyanıyorsun. (Makyaj temizleyiciyle girişmeyince tabii.)

The Balm'ın mat rujları da sürünce çıkmayan türden. Göz konusunda ise göz kalemi yerine eyeliner'lara yönelmenizi tavsiye edebilirim. Gerçi insanın göz yapısıyla da alakalı ama göz kalemleri bende hep sağa sola bulaşıyor; eyeliner ise nasıl sürdüyseniz öyle durur.

Maybelline göz kalemi
The Balm - Far Paleti
Mac - Ruj

Bunlara verdiğim paraya acımıyorum ben. Ödediğim paranın hakkını veriyor. Şahsi fikrim makyaj malzemeleri az ama öz olmalı. 30 tane rujum olacağına 2 tane olsun, ama iyisinden olsun.

Sadece cruelty Free önereceğim:

Göz kalemi için note ve essence. Çok başarılılar
Ruj için note, wet’n wild, golden rose (velvet matte serisi özellikle), essence ve the balm
Allık için bence en iyisi the balm ama essence ve sleek de olabilir
Far paleti için the balm, sleek ve wet’n wild çok iyi

Bu markalar için paraya kıymaya da gerek yok. Hem de cruelty free, oldukça da başarılılar

bosch al lütfen.


o makinalardaki dayanıklılık hic birinde yok.

tezgah üstü alsan?

1500 liralik bosch alacagina elde yika daha iyi. En fazla altus kalitesindeki makineyi sirf adi bosch diye cok fahis fiyatlara satiyorlar.

@sutlu nescafe

tezgahta o kadar yerim yok ya :(

mesela şu arçelik nasıldır?

www.arcelik.com.tr

20 yıl kullandığımız Aygaz marka bulaşık makinesi bozulduktan sonra o Arçelik'in 6 programlısından aldım geçen baharda. Yıkamanın sonunda sanki bulaşıkları tam kuru çıkarmıyor ama zaten sıcak sıcak makine boşaltmayı sevmediğim için çok da sorun yaratmadı. İçi de gayet geniş bence, tek başına yaşıyorsanız çabuk dolmayabilir. Varsa daha ufak makinelere bakabilirsiniz veya eko programda falan çalıştırıp idare edersiniz.

Tezgah üstüleri hafif bir yükselti olacak şekilde tezgahın altına normal yerine monte edebiliyorsunuz aklınızda bulunsun. Ve bence de tezgah üstü alın bizim ofiste vardı minicik ve çok pratikti.

Kitapçıların kırtasiye ürünleri satan bölümlerinde olabiliyor, ben en son Mephisto'da görmüştüm.

Büyük kitapçılar/kırtasiyeler +1 ve işin kaynağı olarak Eminönü/Tahtakale.

Boxcity eminönü
Kutu şehri kadıköy

Teşekkürler :)

UKİM'e giren gönderilere vergi kesilir ve vergi makbuzuyla sonra postacıyla evinize gönderilir. Vergi muafiyet sınırının altındaysa da sadece "inceleme değeri" gibi 3-4 liralık bir harç kesilir ve yine evinize yollanır. Acele bir şeylerse gidip almayı deneyebilirsiniz ama çok sorun çıkaracak, değişik ürünler değilse o size zaten gelir.

tesekkur ederim. ukimden cikim arnavutkoy kime gecti kargom. vergi de kesmemisler dediginiz gibi 5 liralik hizmet bedeli gozukuyor sadece. yarin dagitima cikar dendi. cok tesekkurler.

Görevlendirme süreniz ne kadar ki? OHAL kalktı ama hizmet pasaportları yine de sıkı denetim altında. Ben olsam risk almazdım. Fransa'yı geçtim burada sıkıntı yaşamayın.

Görevlendirmem 4 ay. Hiç hizmet pasaportu istemedim ama şu anda son çarem oldu :/

Rossman. Kozmetik dükkanıyla pek işi olan biri değilim, diş firçasi ve macunu alıyorum genelde. Oranin Alman markalari çok güzel.

Bi de gözlük temizleme mendilini watsonsdan aliyorum opticare diye bi marka

Kiehl's.
Bir de Rossman'daki vegan ürünler.

dermoeczanem.com. Akla gelebilecek her markayı ve her türlü ıvır zıvır ürünü, üstelik piyasa fiyatının altına ve çok hızlı elde edebildiğim için.

Vegan olanlari cunku kozmetim urunlerinin jayvanlar uzerinde test edilmesine karsiyim.

Rossman. Çünkü kendi markaları uygun ve kaliteli. Tam bir üstün Alman teknolojisi.

Gratis ve rossman. Sadece cruelty free kullanıyorum, kullandığım markaların bir kısmı da sadece buralarda satılıyor. İndirim oranlarını da beğeniyorum. Watsons boykot listesinde

gratis, watsons, rossmann bunların hepsinde gördüm yakın zamanda.

Evet Gratis'te, Watsons'ta oluyor bunlardan.

normal kilitli torba kullaniyorum ben, ikea’ninkini. oyle bir sey de isinizi gorur bence.

birçok markette bulunabilecek kilitli buzdolabı poşeti de olur

kilitli buzdolabı poşeti.
tüm marketlerde vardır.

e-kitap daha mantıklı gibi bence

@acetaminophen ekitabı yok hocam. olsa da pahalı gelir. kullanılmışları cazip.

Kullanılmış alacaksanız abebooks.com'a da bir bakın. Oradan alışveriş yaptım ama Türkiye'ye değil, ABD içinde alıp tanıdıklarla getirttim. Shipping çok pahalıya gelmezse burası iyidir. (Nadirkitap gibi, küçük kitapçılarla alıcı arasında çalışıyor site)

Edit: Mesela şunu alırsanız shippingle beraber yaklaşık 9 dolara geliyor,
www.abebooks.com
İade için de şöyle diyor: You are eligible for a refund within 30 days of your order′s estimated delivery date if you′re dissatisfied with your purchase due to an error on the bookseller′s part or if the book doesn′t arrive.

www.bookdepository.com

abebooks +1 diyorum. Benim buradan aldığım bir kitap gelmemişti, sahaf yenisini alıp yollayacak kadar güzel bir insan çıktı. ABD'deki satıcılarda posta ücretleri çok çılgın oluyor, İngiltere'den satıcı bulmaya çalışın.

kimi no nawa'yı bi dene derim

izledim, pek sevmedim. :/ mide bulandırıcı derecede romantik geldi.

grave of the fireflies'ı bayağı övmüşlerdi.eski ama bayağı iyi diyorlardı.
ghost in the shell
the girl who leapt through time

bunların dışında güzel anime serileri var ama hangileri ilgini çeker bilemedim :)
death note,fullmetal alchemist e illa bakmışsındır.

Hotaru no haka
Stranger: Mukou Hadan

Stranger: Mukou Hadan dışında hepsini izledim. ona bakayım bi.

Zaten izlemeye değer yönetmenleri izlemişsiniz :) Ben de biraz sanatsal önerilerde bulunayım. Mind Game'i sevdiyseniz Yuasa reis'in uzun metraj anime filmi olan yoru wa mijikashi arukeyo otome'ye bakabilirsiniz; çok karman çorman gelebiliyor insana ama adamın kafası güzel, yapacak bir şey yok. ayrıca animasyon tarihinde sahip olduğu öneme istinaden Akira izlememek de olmaz.

Dizi istememişsiniz ama bu önerim tam dizi de sayılmaz: Aoi Bungaku. Japon edebiyatı klasiklerini animeye uyarlayan bir TV serisiydi bu ama hikayeler birbirinden bağımsız olduğu için film niyetine izlenebileceğini düşünüyorum. Her hikayeyi farklı bir ekip yapmıştı, çeşitlilik açısından da çok tatmin ediciydi.

Merhaba, Toplu Katalog'dan hangi kütüphanelerde olduğuna bakabilirsiniz (iki kitap da mevcut): www.toplukatalog.gov.tr

Eğer üniversite öğrencisiyseniz veya yakınınızda öğrenci biri varsa kütüphanalerarası ödünç sistemiyle kitabı ayağınıza bile getirtebilirsiniz.

ikisini de.

siyahı paspas yap. kahveyi giy.

Kahve.

Bence ikisi de kötü. Siyah yıllarca giyilmiş de o yüzden yıpranmış gibi izlenim veriyor. Kahverengi olanı da "Ben buradayım!" diye bağırıyor.

Yine de siyah derdim ben.

kahve.

Hiç biri.

Bir soruya bu istenmeyen cevabı verirken ilk defa bu kadar içim rahat.

Almasan ?

alma

kahve....

siyah daha güzel fakat böyle bir cekete 500 tl vermezdim :/

siyahı beleşe verseler giymem

kahve

ilk öneri alma,
ikinci öneri kahverengi.

kahverengi al da ne giydiğin belli olsun.

Ikisini de.
Siyahi paspas yap. Kahveyi de yedek paspas yap.

Arkadasim olsan buna para verdigin icin arkadasliktan cikaririm seni.

jean monnet

Pek cok burs var, hangi ulke?

@superfluid
Özel Hukuk alanında olacağından abd-ingiltere-almanya-fransa öncelikli. Ama tabii ki diğerleri de olur.

ingiltere ve fransa için meb bursları var. Artı akademik kariyer niyetiniz varsa YLS-Y düşünülebilir.

Fransa için bourse d'excellence Eiffel de var. Hatta Campusfrance'ın sitesinde bursların olduğu bir sayfa vardı, orayı bir kurcalayın.

Chevening var.

Almanya icin TEV-DAAD var. Amerika icin Fullbright var ama okuldan kabul alinca zaten size TA'lik yoluyla burs veriyorlar. Ingiltere icin durum biraz karisik :) Zaten orda AB uyesi olmayan insanlara cok nadir burs cikiyor.

çok kötü +1

Hahaha. Asi kiz saci

ümit davala level 30 ajdkdkd

abi bu bildiğin keko saçı ya.. çizgi filmlerde millet yüksekten düşüp ölmüyor, valla alayı yalan bunların ajndjd saç da öyle olmuş..

Kötü, problem uzunluk değil, hair down şekli tamam da hair up çok fena.

@ e bana nick bırakmamıssiniz zalimler kardeşim, o hile bu çok farklı o Arizona kertenkelesi gibi,basit komik, bu dediğim dikkat edersen daha iyi.

Belli bir gelir düzeyinin üstündeysen efso olur. Memur çocuğu falansan apache helikopteri olursun. Çünkü kilit soru; bu saçla nere gidicen :)

afrikalı futbolcu saçı. afrikalı futbolcular iyidir, canla başla mücadele eder ama saç stilleri rezalettir.

Bir apaçi, bir delikan görünür bu gerçek hayatta, yapmayın. Bence içinizde kalmasın, bir kestirin berberde, sonra nasıl olduğunu gözlerinizle görüp tepedeki uzun kısmı normal bir model olacak şekilde kestirebilirsiniz.

Bireysel olarak boykot ettiğim ve kitlesel boykotlara katılıp da kendilerinden alışveriş etmediğim esnaflar ve kurumsallar dışında: Sigara! 21'inde tam 6 ay olacak, daha da almayı düşünmüyorum. Dünya varmış şerefsizim.

Damla su+1 ilk çiktigindan beri nefret ediyorum kendisinden. Suyun tadına çok önem veren biriyim ve net lezzetsiz su.

Onun dışinda karpuz almam sanirim. Kendisini hiç sevmiyorum, yapiş yapış şekerli su gibi bi şey, aşiri abartı geliyo karpuz sevgisi

vestel.

Bağdat baharat, pınar falan gibi birkaç markanın ürünleri.

İphone x.

Apple ürünleri. Kendimi bildim bileli iPod'undan tut MAc'ine kadar bu ürünleri kullanan insanlar bana aşırı özenti geldiği için markadan tiksindim. Tek yaptığı iş WhatsApp'tan yazışmak olduğu halde borç harç ayfon alan bir kitle ile aynı kümeye girmek istemem.

Bir de artık asla Converse ayakkabı almam. Gençkken bir şey olacakmış gibi giydik, ayak anatomim bozuldu. Hâlâ arada gözüme güzel görünse de zinhar alıp ayağıma giymem.

Ayrica Apple ürünleri de +1 nasil unuttum tam bir apple haterıyım

Ben 4 yıldır kredi borcumu ödüyorum, dediğiniz gibi taksitler hep sabit kalıyor. Asıl borç miktarının tamamını ödemek kafi.

Arastirma gorevlisi icin "ogenci" vizesi tavsiye etmeleri sacma olmus. Sanirim ikinci eleman / VFS tanimlari bilmiyor. Konuk arastirmaci burs/maas alacagi icin statusu farklidir, bunu hatirlatin elemana. Hatta ben olsam bir de konsoloslugu sikayet ederim FR disisleri bakanligina, olur mu oyle sey "ben bakmam o ise" diye.

Professional training olana başvurman lazım bildiğin kadarıyla.

Sağ olasınız, ben hiç öğrenci möğrenci topuna girmiyorum o halde. Vize alır/alamazsam editlerim.

Konsolosluğa ulaşmayı başardım; bu durumda talent/chercheur vizesi alınıyormuş. Vize başvurusu için de tek koşul Fransa'da ilgili kurum ve valilikten onaylı bir convention d'accueil almakmış; bursuna, nasıl geçineceğine, görevlendirmene falan bakmıyorlar bu durumda. Belki birinin işine yarar.

Her şeyim hazır, o convention yok diye vize alamıyorum şu anda <3

samsonite'in 4 tekerlekli superlight valizlerinden almistim, gayet memnunum. amazondan aldim, 2ay kadar fiyatlari takip edip 40% indirim oldugu zaman almistim. acelen yoksa bu sekilde yapabilirsin. keepa.com eklentisini kuruyorsun istedigin fiyati belirliyorsun, amazon'da fiyat istedigin limite dusunce sana haber veriyor sen de aliyorsun.

Biraz zaman sıkışıklığım var ama keepa'yı öğrenmiş oldum, başka şeyler alırım onu kullanarak. Teşekkürler.

bütçen nedir?

@benaslindayohum 500'den fazla vermesem iyi olur.

Deichmanndan orta boy aldık. Fiyatı artmış tabi. Kriz öncesi 189du biz 229a aldık. Yine de p/f oranı iyi çünkü hepsi zarar görüyor bir şekilde uçağa girdikten sonra.

ben tutqn marka aldım. her seyahatte zaten dana gibi sigorta yaptırıyorum, umarım başına bir şey gelir.

büyük boy valiz 140 lira, eylül 2018 fiyatı.

arkadaşım aldı. 2 hafta önceydi. orta boy valizi 100 liraya bıraktı kapalı çarşıda. kredi kartı ile ödeyince 20 lira fark koydu.

üstüste boya vurdukça daha bile koyulaşıyor. renk açıcı boya kullanacaksınız ya da bir kere kuaförde rengini açtırıp sonra kendiniz devam edeceksiniz. 2.yi öneririm

Koyu renk boyanın kusturulması gerekli. Bir kuaföre gidiniz. Karışımınız da rasgele olmuş. Kızıl ile küllüyü karıştırmışsınız. Eğer küllü rengin içinde bakır balyajlar istiyorsanız bence de çok güzel olur. Ama ancak iyi bilen biri yapabilir. Dilediğiniz rengi elde etmenizi dilerim.

Neredeyse 10 yıl saçımı koyu kahveye boyadım. Saçın rengini açtırmadan kesinlikle başka renge dönemezsiniz; o rengin üzerine ne sürseniz siyah olacak. Kuaförde rengini açtırmalısınız; ama saçın biraz canına okuyan bir süreç olduğunu da belirteyim, işi bilmeyen kuaför abartıp saçlarınızı mahvedebilir. Ben rengini açtırıp açık kahve renge geçtim bir süredir; bu bile üst üste boyadıkça koyu bir renk haline gelmeye başladı.

Doktora yapıp memur olmak isteyen tanıdıklarım var. Kişisel tercih. Doktora sonrasını düşünüyor musun? Ya da çalışırken burs almadan doktora yapmayı dene.

ücretsiz izin çalışmıyor olmak yerine geçiyor mu, bunu araştırın bence.

Çalışıyor göründüğün sürece direk elenirsin burs başvurusunda. Sgkda kayitli calisansin sonucta.

Memur olmasaydınız başvurabilirdiniz ama usul ve esaslara göre bu bursun şartlarını taşımıyorsunuz, başvurunuz reddedilir. Başvuru anında onlara vereceğiniz bilgilere göre bir değerlendirme yapacaklardır.